• HOSGELDINIZ

    Bulundugunuz site, Burak Bardakci'nin sagdan soldan okuyup ilgisini ceken haberleri alinti yaptigi, dokumanlari, linkleri yayinladigi ve bazen de kendisinin yazdigi (daha dogrusu cabaladigi) yazilari iceren blog denemesidir.
  • Kategorıler

Ataturk’un partisinde Carsaf!

Asagidaki yazi Hincal Uluc’un Sabah Gazetesi’nde 25 Kasim 2008 tarihinde yayinlanan yazisidir. Hic bir ekleme yapmadan asagida yayinliyorum.

Biz her noktai nazardan medeni insan olmalıyız.Fikrimiz, zihniyetimiz, tepeden tırnağa 
kadar medeni olacaktır. 

Medeni ve beynelmilel kıyafet milletimiz için layık bir kıyafettir onu giyeceğiz.” 

M. Kemal Atatürk, 23 Ağustos 1925, Kastamonu. 

“Turan kıyafetini araştırıp ihya eylemeye mahalyoktur. Medeni ve beynelmilel kıyafet
 bizim için, çok cevherli milletimiz için layık bir kıyafettir.” 

M. Kemal Atatürk, 27 Ağustos 1925, İnebolu. 

Hayır.. Hayır.. Hayır.. 

Atatürk’ün partisinde çarşafı kabul etmeme, sindirmeme imkan yok.. Bu ülkede demokrat ve liberal geçinen, Atatürk antipatileri yakından bilinen, Atatürk Cumhuriyetinden nefret eden İkinci Cumhuriyetçilerin alkışladıkları eyleme, bir Atatürk Cumhuriyetçisi nasıl göz yumabilir..

Çarşaflı kadınlar yarın seçimde istedikleri partiye oy verebilirler.. CHP’ye de.. Buna kim ne diyebilir ki?.

Ama bir çarşaflıyı partiye üye yapılması, hele de yakasına, bizzat parti başkanının rozet takması ne demektir, hiç düşündünüz mü?.

Bu çarşaflıya CHP Partisinde yolların açılması demektir. Yarın parti üst kademelerine gelebilmesi demektir.. CHP’ye lider olabilmesi demektir. Yarın CHP’nin oylarıyla Cumhurbaşkanı seçilen bir çarşaflı kadının Çankaya’ya çıktığını ve Cumhurbaşkanı sıfatıyla Atatürk’ün Köşküne taşınıp bu ülkeyi temsil ettiğini düşünün.. 

Demokrat kardeşlerim “Ne var bunda.. Oy alırsa olur” derler.. Ben demem.. 
Çünkü ben Cumhuriyetçiyim.. Atatürk Cumhuriyetçisiyim.. 
Ben Atatürk ilke ve devrimleriyle doğdum.  Onlarlabüyüdüm. Tüm hayatım boyunca Atatürkçü oldum.. 

Bir Atatürkçü, çarşafı kabullenemez.. Çünkü çarşaf, tıpkı sıkmabaş gibi (“Velev ki siyasal simge” lafını hatırlayın) bir simgedir.. Gericiliğin simgesidir..

Türk kadını kıyafet devrimi ile çarşafı çıkarmıştı. 14 Mayıs 1950’ye kadar çarşaf görmedik sokaklarda.. 15 Mayıs’ta bir geri dönüş simgesi olarak görüntüye girdi gene.. Demokrat Parti seçimi kazanınca “Demokrasi geri geldi” dediler.. İşareti de dönüş oldu. Geriye dönüş.. Dine, İslama değil, geriye dönüş.. 

Çarşaf, İslamın kıyafeti değil.. Arabın, Arabın da belli bir tarikatının kıyafeti.. 

Bin defa yazdım. Benim dedem Muharrem Efendi, dünyanın sayılı din bilginlerindendi zamanında.. İslam Dünyasının dört bir yanından din alimleri Kilis’e gelirlerdi, fikir tartışmaya, yorum almaya.. Memleketini terk etmediği için Şeyhülislamlık teklifini geri çevirmiş, İstanbul’a gitmemişti.

Anneannemi bir, tek bir gün çarşaflı görmedim ben.. 14 Mayıs’tan sonra da giymedi çarşaf.. Kilis’te yığınla kadın çarşaf giyerken, Müftü’nün karısı giymedi. 

Dinin emri olsa, anneannem çarşaflı, annem, teyzem başı kapalı olurlardı. Olmadılar..

Kimse kıyafet üzerinden din ticareti yapmasın..

Sıkma baş da, çarşaf da, siyasal simgelerdir..

Diyelim bu ucuz görüntüyle CHP oy patlaması yaptı.. Diyelim CHP seçimleri de kazandı.

Çarşaflı CHP’nin iktidara gelmesi neyi değiştirecek o zaman?. Ne anlama gelecek?. 

AKP’leşen CHP iktidara gelirse, ne değişmiş olacak temelde?..

Allahtan Deniz Baykallı CHP’nin böyle bir şansı hiç olmayacak!..